Sızın var mı ey talib?
Hiç sevdin mi mesela?
Bir kadını değil, bir insanı.
En azından kendini.
Bir kez.
Hakiki yoksulu.
Özledin mi?
Söyle, sen hakikaten hiç özledin mi ey talib?
Hiç öldün mü mesela?
Sızın var mı ey talib?
Hiç sevdin mi mesela?
Bir kadını değil, bir insanı.
En azından kendini.
Bir kez.
Hakiki yoksulu.
Özledin mi?
Söyle, sen hakikaten hiç özledin mi ey talib?
Hiç öldün mü mesela?
Ey Tâlib
Aynaya bak.
Kendini gördüysen hakikati bulmuşsundur.
Hakikatin tecellisini !
Hakikatte ki kendini !
Artık ister ağla ister gül
Zira, Ârifin gözü firkat içinde ağlarken, kalbi vuslatla güler.
İsra Doğan
Ey Talib
Bazen düşer ve kalkarız.
Bazen neşeli veya kederli
Hâl içinde hâl ile
Bazen kazanır yada kaybederiz
Bir öyle
Bir böyle
Yolculuk hâli
Umutla beslemeli
Hayalleri
Hedefleri
Yolu.. yolculuğu.. yolcuyu..
Ey Talib !
Her alem-i durak, vuslata yakınlaştıran bir köprüdür.
Elemsiz geçeceğini sanıp aldanma.
O yakınlaştıkça
Sen yaklaştıkça
Hazırlıklı ol !
Sağında solunda, önünde ardında vefasızlıklar.
Karlı dağlar… Fırtınalar… Amansız geçitler.
Pusuda eşikayalar.
Gitme diyecekler
Gitme…
Ey Talib !
Sen
Gitmeyi bil.
İsra Doğan