Sabr kıl ile maksûdına sabr ehli yeter
Sebr iden sabr ile ser-rişte-i maksûd dutar
Çeviri: Sabret! Sabır erleri, sabırla amaçlarına ulaşırlar. Sabreden kişi, sabırla dileğine kavuşur.
Bir haber vir ey sabâ serv-i revânum kandedür
Cânumun ârâmı yok, ârâm-ı ânum kandedür
Neyledin netdin felek hûrşîd-i âlem-tâbumı
Ol ruh-i ferhunde mâh-ı mihribânum kandedür
Çeviri: Bir haber ver ey yel! Cânânım nerdedir? Canımın huzuru kalmadı, bana huzur veren sevgilim nerdedir? Ey felek! Dünyayı aydınlatan güneşime ne yaptın? O kutlu yüz, o şefkatli yârim nerdedir?
Beni dûr itdün devr-i felek mâh simâdan
Ki zevk-i vaslıdur yeğrek bana dünyâ vü ukbâdan
Şeb-i târikden ey gerdûn kıyâs itgil ânun hâlin
Ki düşmişdür cüdâ bir âftâb-ı âlem-ârâdan
>Çeviri: Beni sevgilimden ayırdın ey felek! Sevgilime kavuşma zevki, benim için dünyadan da, öbür dünyadan da daha üstündür; karanlık geceden sor yârimin halini! Çünkü o, dünyayı süsleyen bir güneşten ayrı düştü.
Garîb-i mülk-i ışkam gayr-ı eşk ü âh ü derd ü gam
Ne bir müşfîk ne bir mûnis, ne bir yâr ü ne bir hem-dem
Çeviri: Aşk yurdunda kimsesiz kaldım, gözyaşımdan, inleyişten dertten ve tasadan başka şefkatli bir dostum, bir yârim bir arkadaşım yok.
Ey kılına ârzû-yı âb-ı Kevser dem-be-dem
Teşne dünyâdan giden âl-i Rasül’ü yâd dün
Mâcerâ-yı Kerbelâ zikrin kılun şam ü seher
Tab’unuz ol zikr-i rikkat-bahşla mu’tad idün
Çeviri: Ey Kevser suyunu isteyen insanlar! Dünyadan susuz giden Hazret-i Peygamber ailesini anın; gece, gündüz Kerbelâ macerasından sözedin de, kendinizi bu konuda eğitip huyunuzu yumuşatın.